Bugün Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde büyük bir trajedinin, son asrın en barbar soykırımlarından birinin mağdurlarını misafir ettik.
Gazze’nin vakur olduğu kadar yüreği yaralı evlatlarını Milletin Evi’nde, bu gazi mekânda ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duydum.
Ramazan-ı Şerif’in kardeşliğimizi perçinleyen ikliminde iftarımızı teşrif eden Filistinli ailelerimize teşekkür ediyorum.
Gazze, Kudüs ve Batı Şeria’daki kardeşlerimizi, dünyanın dört bir yanında izzetiyle hayata tutunan Filistin’in yiğit evlatlarını saygıyla selamlıyorum.
Zulme ve zalime meydan okuyan, şehadet şerbetini vakarla, huşuyla, çehrelerinde açan tebessüm çiçekleriyle yudumlayan tüm şehitlerimizi, Filistin’in yürekli evlatlarını bir kez daha rahmetle, minnetle, şükranla yâd ediyorum. 🇹🇷🇵🇸
Gazze’nin vakur olduğu kadar yüreği yaralı evlatlarını Milletin Evi’nde, bu gazi mekânda ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duydum.
Ramazan-ı Şerif’in kardeşliğimizi perçinleyen ikliminde iftarımızı teşrif eden Filistinli ailelerimize teşekkür ediyorum.
Gazze, Kudüs ve Batı Şeria’daki kardeşlerimizi, dünyanın dört bir yanında izzetiyle hayata tutunan Filistin’in yiğit evlatlarını saygıyla selamlıyorum.
Zulme ve zalime meydan okuyan, şehadet şerbetini vakarla, huşuyla, çehrelerinde açan tebessüm çiçekleriyle yudumlayan tüm şehitlerimizi, Filistin’in yürekli evlatlarını bir kez daha rahmetle, minnetle, şükranla yâd ediyorum. 🇹🇷🇵🇸
Siyonist rejimin 471 gün süren işgal ve soykırım politikası karşısında Gazzeli kardeşlerimizi hiçbir zaman yalnız bırakmadık.
Saldırıların başladığı 7 Ekim’den itibaren akan kanı durdurmak amacıyla tüm imkânlarımızı seferber ettik.
Birleşmiş Milletler başta olmak üzere yer aldığımız tüm uluslararası platformlarda Filistinli mazlumların sesi olduk.
9 ülkenin daha Filistin’i tanımasına katkı sunduk.
Uluslararası Adalet Divanında İsrail aleyhine açılan soykırım davasına müdahil olma kararı aldık.
Gazze’ye yaklaşık 100 bin ton insani yardım malzemesi ulaştırdık.
İsrail’le olan ticari işlemleri tamamen durdurduk.
Katılımcı sayısı 500 binleri aşan mitinglerle, boykotlarla, farkındalık çalışmalarıyla Filistinli kardeşlerimizin haklı mücadelesine omuz verdik.
Gazzeli 1.369 hasta, yaralı ve refakatçinin ülkemizdeki hastanelerde tedavilerine devam etmelerini sağladık.
2 bine yakın Filistinli kardeşimize birçok ilimizde barınma imkânı sunduk.
Siyonist rejime şirin gözükmek için Filistin’in direnişine çamur atanlara, terör örgütü iftirası atanlara, lafa her başladığında amalı, fakatlı cümleler kuranlara rağmen Gazze’nin kahraman evlatlarının daima yanında olduk.
Ezelden ebede uzanan kardeşliğimize kimse engel olamayacaktır.
Filistin’i ve Filistinli kardeşlerimizi bundan sonra da yalnız bırakmayacağız.
Saldırıların başladığı 7 Ekim’den itibaren akan kanı durdurmak amacıyla tüm imkânlarımızı seferber ettik.
Birleşmiş Milletler başta olmak üzere yer aldığımız tüm uluslararası platformlarda Filistinli mazlumların sesi olduk.
9 ülkenin daha Filistin’i tanımasına katkı sunduk.
Uluslararası Adalet Divanında İsrail aleyhine açılan soykırım davasına müdahil olma kararı aldık.
Gazze’ye yaklaşık 100 bin ton insani yardım malzemesi ulaştırdık.
İsrail’le olan ticari işlemleri tamamen durdurduk.
Katılımcı sayısı 500 binleri aşan mitinglerle, boykotlarla, farkındalık çalışmalarıyla Filistinli kardeşlerimizin haklı mücadelesine omuz verdik.
Gazzeli 1.369 hasta, yaralı ve refakatçinin ülkemizdeki hastanelerde tedavilerine devam etmelerini sağladık.
2 bine yakın Filistinli kardeşimize birçok ilimizde barınma imkânı sunduk.
Siyonist rejime şirin gözükmek için Filistin’in direnişine çamur atanlara, terör örgütü iftirası atanlara, lafa her başladığında amalı, fakatlı cümleler kuranlara rağmen Gazze’nin kahraman evlatlarının daima yanında olduk.
Ezelden ebede uzanan kardeşliğimize kimse engel olamayacaktır.
Filistin’i ve Filistinli kardeşlerimizi bundan sonra da yalnız bırakmayacağız.
Son dönemde İslam ülkelerinin Filistin davasını sahiplenme, Filistinlilerin haklarını koruma noktasında ortaya koyduğu güçlü iradeyi memnuniyetle karşılıyoruz.
Gazze’nin geleceğine yönelik Kahire’de toplanan Acil Gazze Zirvesi’nde oluşan planı çok kıymetli buluyoruz.
19 Ocak’ta varılan mutabakatın devam ettirilmesini temenni ediyoruz.
Ancak Netanyahu hükûmetinin ateşkesi baltalama girişimleri ilk günden beri artarak sürmektedir.
Siyonist yayılmacılığı devlet politikası haline getiren mevcut hükûmetin ne yapmaya çalıştığını gayet iyi biliyoruz.
Bölgemizde böl, parçala, yönet taktiğine dayalı yeni planların devreye alınmasına geçit vermeyeceğiz.
Filistinlileri topraklarından sürgün ederek Filistin halkına ikinci bir Nekbe felaketi yaşatmaya dönük projelerin hiçbiri kabul edilemez.
Filistin’in tapusu, Filistinli kardeşlerimizin elindedir.
Filistin, asırlardır olduğu gibi var olmaya yine devam edecektir.
Gazze’nin geleceğine yönelik Kahire’de toplanan Acil Gazze Zirvesi’nde oluşan planı çok kıymetli buluyoruz.
19 Ocak’ta varılan mutabakatın devam ettirilmesini temenni ediyoruz.
Ancak Netanyahu hükûmetinin ateşkesi baltalama girişimleri ilk günden beri artarak sürmektedir.
Siyonist yayılmacılığı devlet politikası haline getiren mevcut hükûmetin ne yapmaya çalıştığını gayet iyi biliyoruz.
Bölgemizde böl, parçala, yönet taktiğine dayalı yeni planların devreye alınmasına geçit vermeyeceğiz.
Filistinlileri topraklarından sürgün ederek Filistin halkına ikinci bir Nekbe felaketi yaşatmaya dönük projelerin hiçbiri kabul edilemez.
Filistin’in tapusu, Filistinli kardeşlerimizin elindedir.
Filistin, asırlardır olduğu gibi var olmaya yine devam edecektir.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Biz Filistin’i daima ruhumuzun ruhu olarak gördük, Filistinli kardeşlerimizi canımızın canı olarak bildik.
Dört asır boyunca aynı çatı altında kader birliği yaptığımız Filistinli kardeşlerimizi hiçbir zaman yalnız bırakmadık.
Dört asır boyunca aynı çatı altında kader birliği yaptığımız Filistinli kardeşlerimizi hiçbir zaman yalnız bırakmadık.
Suriye’nin terörden arındırılmasına yönelik her türlü çabayı doğru yönde atılmış bir adım olarak görüyoruz.
Dün varılan mutabakatın eksiksiz uygulanması, Suriye’nin güvenliğine ve huzuruna hizmet edecektir.
Bunun da kazananı, Suriyeli kardeşlerimizin tamamı olacaktır.
Her zaman üzerine basa basa söylüyorum:
Araplar, Türkler, Kürtler olarak kardeşliğimizi yücelttiğimiz ölçüde oyunları bozar, geleceğimizi güvence altına alabiliriz.
Birbirimizin elini tutmaktan, birbirimize sıkıca kenetlenmekten, birbirimizin hassasiyetlerine saygı göstermekten başka kurtuluş yolunun olmadığını aklımızdan çıkarmamalıyız.
Dün varılan mutabakatın eksiksiz uygulanması, Suriye’nin güvenliğine ve huzuruna hizmet edecektir.
Bunun da kazananı, Suriyeli kardeşlerimizin tamamı olacaktır.
Her zaman üzerine basa basa söylüyorum:
Araplar, Türkler, Kürtler olarak kardeşliğimizi yücelttiğimiz ölçüde oyunları bozar, geleceğimizi güvence altına alabiliriz.
Birbirimizin elini tutmaktan, birbirimize sıkıca kenetlenmekten, birbirimizin hassasiyetlerine saygı göstermekten başka kurtuluş yolunun olmadığını aklımızdan çıkarmamalıyız.
Bugün son derece anlamlı bir yıl dönümünü, İstiklal Marşımızın kabulünün 104’üncü seneidevriyesini idrak ediyoruz.
Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından ülkemizin millî marşı olarak kabul edilen İstiklal Marşımızın yazarı merhum Mehmet Akif’i rahmetle yâd ediyorum.
İstiklal Marşımız sıradan bir şiir de sıradan bir marş da değildir.
Bağımsızlığımızın timsali olan İstiklal Marşımız, aynı zamanda necip milletimizin hissiyatının, kahramanlığının ve asil karakterinin dizelere, cümlelere, kelimelere harf harf işlenmiş sembolüdür.
Bu marş, toprakları müstevliler tarafından işgal edilmek istenen bir milletin emperyalizme karşı direniş anıtı, varoluş beyannamesidir.
Bir şiirden öte 85 milyon olarak bizi birbirimize kardeş kılan, yolumuzu aydınlatan, ufkumuza yön veren değerlerin epik bir özeti olan marşımıza hayat veren imana, inanca ve sevdaya hep beraber sahip çıkmaya devam edeceğiz.
Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından ülkemizin millî marşı olarak kabul edilen İstiklal Marşımızın yazarı merhum Mehmet Akif’i rahmetle yâd ediyorum.
İstiklal Marşımız sıradan bir şiir de sıradan bir marş da değildir.
Bağımsızlığımızın timsali olan İstiklal Marşımız, aynı zamanda necip milletimizin hissiyatının, kahramanlığının ve asil karakterinin dizelere, cümlelere, kelimelere harf harf işlenmiş sembolüdür.
Bu marş, toprakları müstevliler tarafından işgal edilmek istenen bir milletin emperyalizme karşı direniş anıtı, varoluş beyannamesidir.
Bir şiirden öte 85 milyon olarak bizi birbirimize kardeş kılan, yolumuzu aydınlatan, ufkumuza yön veren değerlerin epik bir özeti olan marşımıza hayat veren imana, inanca ve sevdaya hep beraber sahip çıkmaya devam edeceğiz.
CHP Genel Başkanı Sayın Özel, partisi içinde sıkıştıkça dışarıda daha zehirli, daha sorumsuz, son derece çirkin bir dile sarılıyor.
Grup kürsüsünden sarf ettiği sözler ertesi gün kendi belediye başkanı tarafından yalanlanan zavallı birisini muhatap almak bize züldür.
Zira bir siyasetçinin itibarının ölçüsü ağzından çıkan lafın doğruluğudur, ağırlığıdır.
Daha söylediği sözün dumanı tüterken kendi partilisi tarafından tekzip yiyen bir şahıs sadece siyasetin değil, haysiyetin ve erdemin de ne olduğunu bilmiyor demektir.
Hatırlayınız…
Büyük Kongremizde partimize katılan yeni arkadaşlarımızla ilgili ipe sapa gelmez bir sürü cümle kurdu, kendince üst perdeden ahkâm kesti.
Utanmadan, sıkılmadan bize siyasi ahlak dersi vermeye kalktı.
Peki sonuçta ne oldu?
Aradan bir hafta bile geçmeden çark etti.
Kürsüden savurduğu büyük lafların altında ezildi.
Affınıza sığınarak söylüyorum, tükürdüğünü yalamak zorunda kaldı.
Böyle tutarsız ve dirayetsiz birini nasıl ciddiye alalım?
Kendi belediye başkanlarından ayar yiyen, çarkçılıkta selefini çırak çıkartan bir kişiyi biz niye muhatap alalım?..
Grup kürsüsünden sarf ettiği sözler ertesi gün kendi belediye başkanı tarafından yalanlanan zavallı birisini muhatap almak bize züldür.
Zira bir siyasetçinin itibarının ölçüsü ağzından çıkan lafın doğruluğudur, ağırlığıdır.
Daha söylediği sözün dumanı tüterken kendi partilisi tarafından tekzip yiyen bir şahıs sadece siyasetin değil, haysiyetin ve erdemin de ne olduğunu bilmiyor demektir.
Hatırlayınız…
Büyük Kongremizde partimize katılan yeni arkadaşlarımızla ilgili ipe sapa gelmez bir sürü cümle kurdu, kendince üst perdeden ahkâm kesti.
Utanmadan, sıkılmadan bize siyasi ahlak dersi vermeye kalktı.
Peki sonuçta ne oldu?
Aradan bir hafta bile geçmeden çark etti.
Kürsüden savurduğu büyük lafların altında ezildi.
Affınıza sığınarak söylüyorum, tükürdüğünü yalamak zorunda kaldı.
Böyle tutarsız ve dirayetsiz birini nasıl ciddiye alalım?
Kendi belediye başkanlarından ayar yiyen, çarkçılıkta selefini çırak çıkartan bir kişiyi biz niye muhatap alalım?..
Biz AK Parti olarak siyasi rekabet noktasında hem Sayın Özel’den hem de ekibinden ziyadesiyle memnunuz.
Alayıvala ile açıkladığı kart oyunlarından memnunuz.
Gençlerin eğlencesi olan gaflarından memnunuz.
Marjinal sol örgütlerin sloganına hapsolan söylemlerinden memnunuz.
Belediye başkanları tarafından tekzip edilen iddialarından memnunuz.
Üye ve delege hesaplarının maskarası olmasından memnunuz.
Yurt dışında zerre kadar itibar görmemesinden memnunuz.
Yurt içinde kimse tarafından kale alınmamasından memnunuz.
Ne İsa’ya ne Musa’ya bir türlü yaranamayan, iki arada bir derede kalmış acizliklerinden memnunuz.
Çok ama sürekli boş konuşmasından fevkalade memnunuz.
Biz karşımızda böyle bir profilin bulunmasından asla şikâyetçi değiliz, böyle devam ettikleri sürece hiçbir zaman da rahatsız olmayız.
Bizim üzüntümüz ana muhalefet partisi liderinin bu hallere düşmüş olmasınadır, bu tablonun Türk demokrasisine yakışmamasınadır.
Bizim üzüntümüz genel başkan değişse de CHP’nin faşist zihniyetinin olduğu yerde çakılı kalmasınadır.
Şahsi siyasi ikbali uğruna bile olsa kimsenin siyaset kurumunu bu duruma düşürmeye hakkı yoktur.
Alayıvala ile açıkladığı kart oyunlarından memnunuz.
Gençlerin eğlencesi olan gaflarından memnunuz.
Marjinal sol örgütlerin sloganına hapsolan söylemlerinden memnunuz.
Belediye başkanları tarafından tekzip edilen iddialarından memnunuz.
Üye ve delege hesaplarının maskarası olmasından memnunuz.
Yurt dışında zerre kadar itibar görmemesinden memnunuz.
Yurt içinde kimse tarafından kale alınmamasından memnunuz.
Ne İsa’ya ne Musa’ya bir türlü yaranamayan, iki arada bir derede kalmış acizliklerinden memnunuz.
Çok ama sürekli boş konuşmasından fevkalade memnunuz.
Biz karşımızda böyle bir profilin bulunmasından asla şikâyetçi değiliz, böyle devam ettikleri sürece hiçbir zaman da rahatsız olmayız.
Bizim üzüntümüz ana muhalefet partisi liderinin bu hallere düşmüş olmasınadır, bu tablonun Türk demokrasisine yakışmamasınadır.
Bizim üzüntümüz genel başkan değişse de CHP’nin faşist zihniyetinin olduğu yerde çakılı kalmasınadır.
Şahsi siyasi ikbali uğruna bile olsa kimsenin siyaset kurumunu bu duruma düşürmeye hakkı yoktur.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Ülkemizin iç dinamiklerini kaşıyarak bu milleti tekrar kendi iç gündemine hapsedemeyecekler.
AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak Allah’ın izniyle ülkede yeni sorunların, yeni kutuplaşmaların ortaya çıkarılmasına müsaade etmeyeceğiz.
AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak Allah’ın izniyle ülkede yeni sorunların, yeni kutuplaşmaların ortaya çıkarılmasına müsaade etmeyeceğiz.
Sayın Özel’i ve CHP yönetimini bir kez daha sorumlu siyaset yapmaya davet ediyorum.
Özellikle Alevi canlarımız konusunda kullandıkları çirkin, ayrımcı ve zehirli dili terk etmeye çağırıyorum.
CHP yönetimi artık Suriye’deki ateşi ülkemize taşıma siyasetinden tövbe etmelidir.
Kullanılan dil bu ülkeye geçmişte çok acı bedeller ödetmiş son derece sorumsuz, son derece tehlikeli bir dildir.
Türkiye’nin birliğini, dirliğini, bütünlüğünü, huzur ve güvenliğini korumak hepimizin görevidir, millete karşı ortak mesuliyetidir.
Muhalefette olmanız bu gerçeği değiştirmez, değiştirmemelidir.
Bu ülkede Kürt de Alevi de muhafazakâr da demokrat da en şedit baskıyı CHP’den görmüş, CHP’nin faşist zihniyeti eliyle yaşamıştır.
CHP yönetimi Alevi vatandaşlarımızı istismar edeceğine, kışkırtacağına önce çıksın, onlara yaptıkları zulümden dolayı nedamet getirsin.
Özellikle Alevi canlarımız konusunda kullandıkları çirkin, ayrımcı ve zehirli dili terk etmeye çağırıyorum.
CHP yönetimi artık Suriye’deki ateşi ülkemize taşıma siyasetinden tövbe etmelidir.
Kullanılan dil bu ülkeye geçmişte çok acı bedeller ödetmiş son derece sorumsuz, son derece tehlikeli bir dildir.
Türkiye’nin birliğini, dirliğini, bütünlüğünü, huzur ve güvenliğini korumak hepimizin görevidir, millete karşı ortak mesuliyetidir.
Muhalefette olmanız bu gerçeği değiştirmez, değiştirmemelidir.
Bu ülkede Kürt de Alevi de muhafazakâr da demokrat da en şedit baskıyı CHP’den görmüş, CHP’nin faşist zihniyeti eliyle yaşamıştır.
CHP yönetimi Alevi vatandaşlarımızı istismar edeceğine, kışkırtacağına önce çıksın, onlara yaptıkları zulümden dolayı nedamet getirsin.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Biz başkaları gibi şov peşinde olmayacağız, üç liralık hizmetin reklamına beş lira harcamayacağız.
Vatandaşın sıkıntısını, derdini, ihtiyacını, mağduriyetini şov aracı, muhalefetin yaptığı gibi siyasi rant malzemesi haline kesinlikle getirmeyeceğiz.
Vatandaşın sıkıntısını, derdini, ihtiyacını, mağduriyetini şov aracı, muhalefetin yaptığı gibi siyasi rant malzemesi haline kesinlikle getirmeyeceğiz.
Aileyi korumak, ailevi değerleri yaşatmak hepimiz için millî bir görevdir. Şayet millet olarak gereken tedbirleri süratle almazsak yarınlarımız ciddi tehlike içindedir.
Bu mesele sadece AK Parti’nin, sadece Cumhur İttifakı’nın, sadece bizim iktidarlarımızın meselesi de değildir.
Muhalefetiyle, basınıyla, iş dünyasıyla, sivil toplumuyla bu mesele tüm milletimizin meselesidir.
Aile ve nüfus Türkiye için varoluşsal bir soruna dönmüşken muhalefetin, özellikle de CHP’nin politikalarındaki çarpıklık, sorunu daha da büyütüyor.
Öyle bir gaflet ve dalalet haliyle karşı karşıyayız ki…
Avrupa ve Amerika’da artık kreşlere, anaokullarına kadar bulaşmış LGBT musibetine karşı önlemler alınıyor.
Bizdeki muhalefet ise yönettikleri belediyeler ve yandaş sendikalar aracılığıyla LGBT sapkınlığının sponsorluğunu yapıyor.
Sahte bir özgürlük kavramının arkasında siper alarak millî bünyemize zaman ayarlı bir bomba yerleştiriyorlar.
Biz sapkın akımların millî bünyemizi işgal, iğfal ve istila etmesine karşı aile kurumunu güçlendirmeye yönelik kararlı adımlar atmaya devam edeceğiz.
Aile müessesesini güçlendirecek, gençlerimizin yuva kurmasını kolaylaştıracak, aileye yönelik tehdit ve tehlikeleri bertaraf edecek yeni projeleri, düzenlemeleri ve uygulamaları hayata geçirmeyi sürdüreceğiz.
Bu mesele sadece AK Parti’nin, sadece Cumhur İttifakı’nın, sadece bizim iktidarlarımızın meselesi de değildir.
Muhalefetiyle, basınıyla, iş dünyasıyla, sivil toplumuyla bu mesele tüm milletimizin meselesidir.
Aile ve nüfus Türkiye için varoluşsal bir soruna dönmüşken muhalefetin, özellikle de CHP’nin politikalarındaki çarpıklık, sorunu daha da büyütüyor.
Öyle bir gaflet ve dalalet haliyle karşı karşıyayız ki…
Avrupa ve Amerika’da artık kreşlere, anaokullarına kadar bulaşmış LGBT musibetine karşı önlemler alınıyor.
Bizdeki muhalefet ise yönettikleri belediyeler ve yandaş sendikalar aracılığıyla LGBT sapkınlığının sponsorluğunu yapıyor.
Sahte bir özgürlük kavramının arkasında siper alarak millî bünyemize zaman ayarlı bir bomba yerleştiriyorlar.
Biz sapkın akımların millî bünyemizi işgal, iğfal ve istila etmesine karşı aile kurumunu güçlendirmeye yönelik kararlı adımlar atmaya devam edeceğiz.
Aile müessesesini güçlendirecek, gençlerimizin yuva kurmasını kolaylaştıracak, aileye yönelik tehdit ve tehlikeleri bertaraf edecek yeni projeleri, düzenlemeleri ve uygulamaları hayata geçirmeyi sürdüreceğiz.
Biz kadının güçlendirilmesini ailenin zayıflaması ve zayıflatılması olarak asla görmüyoruz.
Meseleye kadın ile erkek arasındaki çatıştırıcı, ayrımcı söylemlerin aksine kadının azim ve kararlılığının aileyi desteklediği perspektifinden bakıyoruz.
Böyle olduğu için de hiçbir zaman kadın üzerinden siyasete tevessül etmedik; kadınlarla birlikte, kadınlar için, hep birlikte ülkemiz ve milletimiz için siyaset yapmayı tercih ettik.
İnşallah bundan sonra da aynı şekilde yola devam edeceğiz.
Kadın ve aile düşmanı olduğunu her fırsatta gösteren CHP’ye, CHP’nin kadına had bildiren küstah zihniyetine, kadınları sadece vitrin süsü olarak gören çarpık bakış açısına rağmen Allah’ın izniyle bunu hep birlikte başaracağız.
Meseleye kadın ile erkek arasındaki çatıştırıcı, ayrımcı söylemlerin aksine kadının azim ve kararlılığının aileyi desteklediği perspektifinden bakıyoruz.
Böyle olduğu için de hiçbir zaman kadın üzerinden siyasete tevessül etmedik; kadınlarla birlikte, kadınlar için, hep birlikte ülkemiz ve milletimiz için siyaset yapmayı tercih ettik.
İnşallah bundan sonra da aynı şekilde yola devam edeceğiz.
Kadın ve aile düşmanı olduğunu her fırsatta gösteren CHP’ye, CHP’nin kadına had bildiren küstah zihniyetine, kadınları sadece vitrin süsü olarak gören çarpık bakış açısına rağmen Allah’ın izniyle bunu hep birlikte başaracağız.
Media is too big
VIEW IN TELEGRAM
Türkiye’yi bölgesinin istikrar kaynağı olmanın da ötesine geçirerek barış diplomasisinin merkez üslerinden biri haline getiriyoruz.
Bugün Polonya Başbakanı Sayın Tusk ve heyetiyle Ankara’da, Cumhurbaşkanlığı Külliyemizde bir araya geldik. 🇹🇷🇵🇱
Polonya’yla 6 asrı aşan köklü tarihimizden aldığımız güçle bugün bölgemizi ilgilendiren her konuyu açık yüreklilikle iki müttefik ve stratejik ortak olarak ele aldık.
2024 yılında yaklaşık 12 milyar dolara ulaşan ticaret hacmimizi ve karşılıklı yatırımlarımızı daha da ileriye taşımakta kararlıyız.
Yeni ticaret hacmi hedefi olarak 15 milyar doları tespit ettik.
Türkiye ve Polonya, NATO’nun Avrupa’daki en büyük iki kara ordusuna komuta eden, İttifakın doğu ve güney kanatlarında konumlanan iki kilit müttefiktir.
Ülkelerimiz, Avrupa’nın güvenlik mimarisinin geleceğinde vazgeçilmez yere sahiptir.
Dostum Tusk ile Avrupa’da güvenliğin geleceğini de değerlendirdik.
Ülkelerimiz arasında hızla gelişmekte olan savunma sanayisi iş birliğinin yeni projelerle güçlendirilmesine yönelik çalışmalara değindik.
İş insanlarımız ve öğrencilerimiz başta olmak üzere vatandaşlarımızın vize sorunlarının çözülmesine önem veriyoruz.
Avrupa Birliği’yle iş birliğimizi karşılıklı fayda ve saygı temelinde ilerletme arzusunda olduğumuzu muhataplarımızla sık sık paylaşıyoruz.
Avrupa Birliği güç ve irtifa kaybının önüne geçmek, hatta tersine çevirmek istiyorsa bunu ancak Türkiye’nin tam üyeliği ile başarabilir.
Rusya-Ukrayna savaşındaki son durum da gündemimizin en ön sıralarında yer aldı.
Türkiye’nin bu savaşla ilgili tutumu ilk günden beri gayet sarihtir.
Biz daha fazla kan akmamasını, her iki komşumuzun adil bir barışla savaşı sonlandırmasını istiyoruz.
Son gelişme Rusya ve Ukrayna’nın müzakere masasına dönüşünü sağlarsa biz görüşmelere ev sahipliği yapmak da dâhil adil ve kalıcı bir barışın tesisi için her türlü katkıyı sunmaya hazırız.
Polonya’yla 6 asrı aşan köklü tarihimizden aldığımız güçle bugün bölgemizi ilgilendiren her konuyu açık yüreklilikle iki müttefik ve stratejik ortak olarak ele aldık.
2024 yılında yaklaşık 12 milyar dolara ulaşan ticaret hacmimizi ve karşılıklı yatırımlarımızı daha da ileriye taşımakta kararlıyız.
Yeni ticaret hacmi hedefi olarak 15 milyar doları tespit ettik.
Türkiye ve Polonya, NATO’nun Avrupa’daki en büyük iki kara ordusuna komuta eden, İttifakın doğu ve güney kanatlarında konumlanan iki kilit müttefiktir.
Ülkelerimiz, Avrupa’nın güvenlik mimarisinin geleceğinde vazgeçilmez yere sahiptir.
Dostum Tusk ile Avrupa’da güvenliğin geleceğini de değerlendirdik.
Ülkelerimiz arasında hızla gelişmekte olan savunma sanayisi iş birliğinin yeni projelerle güçlendirilmesine yönelik çalışmalara değindik.
İş insanlarımız ve öğrencilerimiz başta olmak üzere vatandaşlarımızın vize sorunlarının çözülmesine önem veriyoruz.
Avrupa Birliği’yle iş birliğimizi karşılıklı fayda ve saygı temelinde ilerletme arzusunda olduğumuzu muhataplarımızla sık sık paylaşıyoruz.
Avrupa Birliği güç ve irtifa kaybının önüne geçmek, hatta tersine çevirmek istiyorsa bunu ancak Türkiye’nin tam üyeliği ile başarabilir.
Rusya-Ukrayna savaşındaki son durum da gündemimizin en ön sıralarında yer aldı.
Türkiye’nin bu savaşla ilgili tutumu ilk günden beri gayet sarihtir.
Biz daha fazla kan akmamasını, her iki komşumuzun adil bir barışla savaşı sonlandırmasını istiyoruz.
Son gelişme Rusya ve Ukrayna’nın müzakere masasına dönüşünü sağlarsa biz görüşmelere ev sahipliği yapmak da dâhil adil ve kalıcı bir barışın tesisi için her türlü katkıyı sunmaya hazırız.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Polonya ile münasebetlerimizin eğitim ve kültürden bilim ve turizme uzanan geniş bir alanda güçlendirilmesi, dostluğumuzun geleceğine yapılmış mühim bir yatırımdır. 🇹🇷🇵🇱